Öğrenme Kültürünün Temelinde Yeniden Düşünme
“-George Bernard Shaw- "İlerleme, değişim olmadan mümkün değildir; fikirlerini değiştiremeyenlerse hiçbir şeyi değiştiremezler" derken ne kadar da haklı.
Zaman zaman düşünme biçimlerimiz üzerimize ağırlık gibi çöken alışkanlıklara dönüşüyor ve iş işten geçinceye kadar onları sorgulamaya zahmet etmiyoruz. İşte Adam Grant’ın son eseri olan “Yeniden Düşün” kitabı da "ne bilmediğini bilmek" ve artık size hizmet etmeyen bilgi ve fikirlerden kurtulmaya, kendiniz olma duygunuzu tutarlılıktan çok esneklik temeline dayandırmaya bir çağrıdır.
Kendi görüşlerinizi sorgulamayı ve başkalarının zihnini açmayı, başkalarının yeniden düşünmelerini gerektiren durumları fark etmenin yanı sıra kendi ikinci görüşlerimizi oluşturmak için de alışkanlık kazanmamız gerektiğini, özgüvenli tevazuu ile yalnızca zihinlerimizi yeniden düşünmeye açık hale getirmekle kalmıyor; yeniden düşünmenin niteliğini de arttırıyor.
Bireysel yeniden düşünme sistemi ile kendi görüşlerimizi güncellemekle birlikte, kişilerarası yeniden düşünme ile başkalarının da zihnini açmak ve kutuplaşmış tartışmalarımızı orta yola nasıl çekebileceğimizi anlatan bu kitap, bizlere bilgiyi sorgulatan, hem kendinizi hem çalışmanızı yargılatmayı öğreten, iş yerlerinde öğrenme kültürleri oluşturan, kuşkunun yararlarından faydalanmamızı sağlarken bizlere "yeniden düşünmeye zaman ayırmayı" öğütlerken, “bildiğimiz”, “bildiğimizi sandığımız” ve “bilmediğimiz şeyler” hakkında farkındalık yaratıyor.
Hızla değişmekte olan bir dünya da yaşıyoruz ve bu da düşünmek kadar, düşündüklerimizi yeniden düşünmek için de zaman harcamamızı gerektiriyor. "Yeniden düşünmek bir beceridir" diyor Adam Grant, ama aynı zamanda bir zihniyettir de. Gerek duyduğumuz zihinsel gereçlerin pek çoğuna zaten sahibiz. Tek yapmamız gereken ara sıra onları raflardan çıkarıp tozlarını almayı unutmamaktır.”
Sevgili İmran Şahin’in “Yeniden Düşün” kitap yorumuyla başlıyoruz bu kez yazımıza. Kendisinin de bahsettiği gibi “Ne bilmediğini bilmek” aslında öğrenme kültürü yaratmanın başlangıç noktası değil midir? Başta kendimizde sorgularız bu durumu. Oturup bir gelişim planı yapmadan önce, hangi alanlarda gelişime açık olduğumuzu yani neyi bilmediğimizi sorgularız. Başarılı bir sorgulamanın ardından artık neyi bilmediğimizi bildiğimizde heyecanlı bir öğrenme süreci başlar. Nokta atışı kararlarla öğrenmek istediklerimizi belirlemiş bir halde ilerletiriz kişisel gelişimimizi.
Doğru adımlarla başlatılan kişisel gelişim yolculuğumuz, belki bilmediklerimizi öğrenmeyi belki de yanlış bildiklerimizi fark etmeyi sağlayacak. Belki de en büyük kazanç yanlış bilinenleri düzeltmek olacak.
Bir de bu serüveni iş yerlerine taşıyarak tüm ekip arkadaşlarınızla bu yolculuğa başladığınızı düşünün. Herkesin yeniden düşünmesi, özellikle buna zaman ayırması ve nerede gelişime açık olduğunu keşfederek rotasını oluşturması…Aynı şekilde devam eden yeniden öğrenme ve yanlış bildiklerinin doğrusunu öğrenme süreci… Ve bunu hep birlikte yapmanın yarattığı güçle “doğru bildiklerini paylaşma” noktasına kadar uzanan yolculuk.
Tebrikler, öğrenme kültürünün ilk adımını başarıyla tamamladınız! Geçici değil alışkanlığa dönüşen sürdürülebilir bir adımla öğrenme dönemi değil öğrenme kültürüne sağlam bir temel attınız. Şimdi hem siz hem de tüm ekip arkadaşlarınız, yeniden düşünmeye ve öğrenmeye ayrılan zaman ile keyifli bir gelişim sürecine başlayacaksınız. Ve bu kültürü bulunduğunuz her alanda yaşatacaksınız. Çünkü buna tamamen siz karar verdiniz. Düşünmeye zaman ayırarak kendi kararlarınızla çizdiğiniz rota size en doğru gelişim sürecinde olduğunuzu hissettirecek. Bu süreçte öğrendikçe ve verdiğiniz kararların doğruluğunu hissettikçe motive olacaksınız.
Şimdi ilk serüvenler başlasın!