Uzaktan Çalışmada Çalışan Bağlılığı ve Deneyimi Nasıl Yaratılır?

Bir süredir büyük bir değişim ve dönüşümün içerisindeydik. Kimi zaman uyum sağlamaya çalışıyor, kimi zaman direniyor, kimi zaman ise ne olacağını bilmeden sorunlarımıza farklı çözümler üretiyorduk. Koronavirüs tüm bu mücadelenin ortasına düştü ve hepimize bir beyaz sayfa açarcasına bu değişimin ne kadar zorunlu olduğunu bizlere gösterdi.

Özellikle profesyoneller olarak kabul etmeliyiz ki bugüne kadar elde ettiğimiz yeteneklerimiz, alışkanlıklarımız ve iş yapma biçimlerimiz artık bizi ileriye taşımayacak. Bu son yaşadığımız süreç bir kez daha hatırlattı ki, devam etmek istiyorsak hem kendimiz hem de kurumlarımız için bu dönüşümü bir an önce sağlamalı, öğretilerimizi, alışkanlıklarımızı ve iş yapma biçimlerimizi adapte ederek yeni sayfaya mümkün olduğunca hızlı geçmeliyiz. Tabii ki eğer emekli olup bir Akdeniz kasabasına yerleşme planımız henüz yoksa.

Biz Sorwe olarak gelecekte de kurumların performanslarının ve rekabet avantajlarının en önemli etkeninin çalışan deneyimi ve beraberinde gelen bağlılığı olduğuna güçlü bir şekilde inanıyor, tüm iş modelimizi de bu önemli gerçek etrafında şekillendiriyoruz. Aslında daha orta vadede beklediğimiz gelecek bugün kapımızı çaldı ve beraberinde yeni dönemin kavramlarını da getirdi. Artık çalışma dinamiklerimizi; dijitalleşme, uzaktan çalışma, bireyselleşme kavramları etrafında şekillendirmeliyiz. Sürdürülebilir başarının en önemli dinamiği olan çalışan deneyimi ve bağlılığını da bu çerçevede tekrar ele almak istiyorum.

Yeni dönemin en önemli konularından biri olacak olan uzaktan çalışanlarda çalışan bağlılığını sağlayan önemli ipuçlarını, daha önce elde ettiğimiz verilerimiz ışığında sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çok Kanallı, Anlık ve Etkili İletişim

Dijital teknolojiler en çok da bu alanda yardımımıza koşuyor. İletişimi üç farklı boyuta ayırmak gerekiyor;

1-Öncelikle her bir takım, kendi içerisinde anlık ve sürekli iletişim içerisinde olması gerekmekte ve bu alandaki en önemli araçlar grup chat özelliği olan uygulamalardır.

2-Uzaktan çalışma dönemlerinde video konferanslar da önemli bir yere sahiptir. Mümkün olduğunca geniş katılımlı gruplarla ve sıklıkla video konferanslar oluşturulmalıdır. Mümkün olabildiğinde gerçekleştirilen görüntülü iletişim, ofis ortamı disiplinini sağlamanın yanında katılımcı dikkatine ve duygusal iletişimine de olumlu yansımaktadır.

3-Daha makro düzeyde gerçekleştirilen kurumsal iç iletişim uygulamalarını sadece bir e-posta duyurusundan çok daha öteye taşımanın vakti artık geldi. Çalışanlarımıza mobil cihazları üzerinden anlık ulaşabileceğimiz, farklı kanallardan hayatlarına dahil olabileceğimiz dijital çözümler oluşturulmalı ve sadece iş ile ilgili değil, aynı zamanda çalışanların sosyal hayatlarına da dokunabileceğiniz iletişim içerikleri oluşturulmalıdır.

Hatırlatmakta fayda var, her şeyde olduğu gibi iletişim konusunda da istikrar çok önemlidir.

Çalışan Odaklı Dijital İş Süreçleri

Tüm veriler ve çalışmalar gösteriyor ki, insan odaklı olarak kurgulamadığımız herhangi bir sürecin amacına ulaşması mümkün değildir. Davranışsal verileri incelediğimizde çalışan psikolojisine uygun optimize edilmiş dijital süreçlerde katılımın en az %48‘den daha fazla olduğunu görüyoruz. Örneğin mobil ara yüze sahip bir öneri sistemi, şirket intraneti üzerinde yer alan öneri sistemine göre 7 kat daha fazla öneri trafiği sağlamaktadır. Sistemin kullanıcı verilerini incelediğimizde önerilerin gece saat 22.30’dan gündüz saat 13.30’a kadarki saatler arasında pik seviyesine ulaştığını, sistemimizin mobil olmasının nasıl bir fark yarattığını görüyoruz. Dolayısıyla davranışsal verilere göre geliştirilen veya optimize edilen dijital sistemlerin sonuç üretme kapasiteleri de önemli ölçüde fark yaratmaktadır.

Bu örnekte olduğu gibi, çalışanlarınızın şirketinizle en önemli bağı olan iş süreçlerinizi, insan odaklı ve davranışsal veriler ışığında dijital olarak tasarlayarak, uzaktan ve dağınık çalışma koşullarında bile çok daha iyi bir çalışan deneyimi, beraberinde yüksek bağlılık ve yüksek performans kültürü yaratabilirsiniz. Biz Sorwe olarak, bu alandaki deneyimimizi oluşturan verilerimiz ile tüm tasarım süreçlerinde iş ortaklarımızın yanında yer almaktayız.

Herkesin Katılacağı Online Oyun ve Yarışmalar

Paylaşabileceğimiz benzer ve hatta aynı konularımızın olması beraberlik ruhunu sağlayan en önemli unsurların biridir. Bunu eğlenceli, keyifli ve öğretici kılmanın en güzel yolu ise herkesin farklı lokasyonlarda da olsa katılabileceği online oyunlar veya bilgi yarışmalarıdır. Bir de bu online etkinliğe, küçük havuçlar eklerseniz, işte o zaman iletişimin, bağlılığın ve eğlencenin bir arada yaratıldığı sanal ancak verimli bir çalışma ortamı yaratabilirsiniz. Biliyorsunuz ki, bu etkinlikleri dakikalar içerisinde planlayarak hızla uygulayabileceğiniz online araçlar size yardıma hazır bekliyor.

Takdir Görmek Uzaktan da Olsa Çok Etkilidir

Birbirimizle fiziksel olarak aynı ortamda olmasak da takdir etme ve alma duygusunu hissetmek hepimiz için çok önemlidir. Zaten hepimizi bu dünyaya ve sisteme bağlayan, hayatımızdaki birçok şeye anlam yüklememizi sağlayan hissettiklerimiz değil midir? İşte bu yüzden çalışanların hem birbirlerini takdir edecekleri hem de takdir görecekleri iyi tasarlanmış, kolay ulaşılabilir (mümkünse mobil)  ve etkili bir dijital takdir sisteminin oluşturulması ve uygulanması çalışan bağlılığındaki en kritik adımlardan biri olacaktır.

Bizleri Hayata ve İşe Anlamlı Sorumluluklar Bağlar

Motivasyonumuzu anlam yüklediğimiz kavramlarda ararız her zaman. Bizim için anlamlı olan konularda inisiyatif kullanır, sorumluluk alır ve olayın sonucunda kendimizi etkin ve etkili hissederiz. Bu temel insan psikolojisi bizim kurumsal bağlılık süreçlerinde de birebir geçerlidir. Uzaktan çalışan her çalışanımıza önemli sorumluluklar verip bunların etkin takibini yapmamız, onların da kendilerine, işe ve sonuçlarına anlam yüklemelerini sağlayacaktır. Dolayısıyla, sonuçta da etkisinin olacağını hisseden bir çalışan, işine karşı da bağlı ve sorumlu olacaktır.

Ölçmeden, Bilmeden ve Tanımadan Yönetemeyiz

Şimdiye kadar toplu olarak bulunan çalışanlarımızın fikirlerini ve görüşlerini önemsedik, belli periyodlarda çalışan memnuniyeti, bağlılığı veya etkinliği adı altında ölçümler yaparak, onları tanımaya çalıştık. Bu ölçümleme teknolojisi artık belirli dönemlerden çıkarak, anlık yapılabilmesiyle bir boyut atlamıştık ancak şimdi uzaktan ve dağınık çalışma ile bu anlık ölçüm teknolojilerinin önemi daha da arttı. İster yakın ister uzak olalım, ölçmediğimiz ve tanımadığımız insanları yönetemeyeceğimiz konusunda hemfikiriz. O zaman uzaktan da olsa teknolojinin getirdiği avantajlar ile bu ölçümlemelere ve veri merkezli karar mekanizmalarımızı oluşturmaya istikrarlı bir şekilde devam etmeliyiz. Bu arada, çalışanlarımız için de şirketimizin onları önemsiyor olması ayrı bir motivasyon kaynağı oluşturacaktır.

Kısacası insan odaklı uçtan uca tasarlan dijital süreçler ile dağınık ve uzaktan çalışan yapılar içinde yüksek kalitede bir çalışan deneyimi yaratılabilmekte, bunun sonucunda ise bağlı çalışanlarla yüksek performanslı kurumlar oluşturulabilmektedir. Sonuç olarak, kurumlarımızın geleceğe hazırlığındaki en önemli inisiyatif; dijitalleşmenin ve beraberinde yeni kurumsal süreç ve alışkanlıklar geliştirilmesi olacak.